Sen aydınlık, apaydınlıksın istikbal burcunda.
Ben gözlerin kadar kara,
kara bahtım kadar kara,
kapkarayım mazi dehlizinde.
Köpüren suların gazabı üstümüze oldu.
Vuruldu tan vakti kuşu,
Vuruldu gayemizin seyyahı
Daha hitama ermeden sergüzeşti.
Ah!
Billur suları köpürmemeliydi bahr-ı canın,
Ve yetim çocuklar kuş misali ölmemeliydi.
Sen aydınlıksın,
Çocuklar, bahr, köpük ve gayemiz kadar.
Ben gece, kapkaranlık, şirk gibi,
Sukut ettim deniyet bataklığına.
Aydınlığınızla, yetim çocuk kuşlar kuşatın,
Kuşatın ve Köpüren sularınızla yıkayın bu çağı.
Bir adım daha ileri ve terakki,
Bir mertebe göğe, yüksel ve yükselin
Aydınlığınızla boğulsun boğulacak olan.
Nurten Öztürk