“Dünya’ya gelen her kim ki gitmedi
Daha dünyanın zilletinden geçmedi.”
Bu sözlerle başlayalım
Bir takım imtihanlarla yoğruluruz sabr-ı cemille ve yahut isyan-ı zilletle karşılık verir iradey-i cüziye, Doğarken ağlamak ilk sancımız iyisiyle kötüsüyle yol almak o yolda hakikati bulup ağlamak rahmetin her haline bürünmüş ve içine sabrı, hikmeti, bereketi ve rahmeti veren rabbimiz, bize verdiği ilk duygu ağlayarak organların genişlenmesi sıhhate ermesi yoluyla bereketine merhametine açılan ilk kapı ve imam-ı Gazâli رحم الله عنه şöyle söyler:
Ağlamayan aldanmıştır, ağlarken riyâ yapıyorsa o da aldanmıştır.”
Bu gözyaşı, Allah’ın merhametli kullarının gönüllerine koyduğu, kendi rahmetinin bir eseridir.
Cenâb-ı Hakk bu duyguyu kullarından şefkatli gönüllere ihsan eder.” buyurdular.
(Sahîh-i Buhârî)
Resulullah صلى الله عليه وسلم Efendimizin evlâtlığı Hazret-i Zeyd, Mute Savaş’ında şehit olmuştu. Resulullah صلى الله عليه وسلم Efendimiz Zeyd رضى الله عنه evine gitti, manzara hazindi. Peygamberimiz çok duygulandı. Zeyd رضى الله عنه küçük kızı çok ağlıyordu. Küçük kız, Resulullah صلى الله عليه وسلم Efendimiz’i görünce ona koştu. Dizlerine sarılarak daha fazla ağlamaya başladı. Resulullah صلى الله عليه وسلم Efendimiz, küçük kızı kucağına aldı. Rahmetin yansıması gözlerinden, şefkat yaşları dökülmeye başladı. Ağlayışı o derece arttı ki, çevresindekiler hayrette kalıp sordular:
“Ey Allah’ın Resul’ü, bu nedir?”Resulullah صلى الله عليه وسلم Efendimiz şaşıran Asâb’ına:”Bu sevenin sevgilisini özleyişidir.” cevabını verdi.
(İbn-i Sad, Tabakat)
Hakk yolcularının Cenâb-ı Allah’a yaklaşabilmeleri için yegâne sığınak gözyaşıdır.
Çünkü;
Gözyaşı: İçin tehassür ifadesi ve gözün niyazıdır.
Gözyaşı: Nedamet mânâsını taşır, Allah’a bir nevi tevbedir.
Gözyaşı: Aşkın derûnî hislerini coşturan kelimesiz ve sadasız lisanıdır.
Gözyaşı: Ârifin kalbinin tercümanıdır.
Gözyaşı: Mağfiret için Allah’ın kullarından istediği istirhamdır.
Gözyaşı: Hakk’ın rahmetini tahrik ve merhametini celbeder.
Gözyaşı: Günahkârın sıdk ve ihlâs ile Rabb’lerine eyledikleri ubudiyet incisinin dâneleridir.
Gözyaşı: Yokluğa erenlerin saadet sermayeleridir.
Gözyaşı: Allah için öyle bir sermaye-i saadettir ki, rahmet, merhamet ve mağfiret habbelerini içinde taşıyan seyyid-ü istiğfar ve tevbe-i nasuhtur.
Gözyaşı: Günahların gufrânıdır.
Gözyaşı: Muhlisin habbe-i ihlâsıdır.
Gözyaşı: Âsinin kurtuluş ipidir.
Gözyaşı: Hulâsa, vuslata erenlerin yegâne istinadgâhıdır.”
Gözyaşları tahlil edildiğinde, içinde acıya ve ağrıya karşı direnç arttıran bir nevi endorfin hormonu ve bu, vücudun stresinde en önce gelen belirtilerinden ACTH hormonu ve prolaktin olduğu görülmektedir. Duygusal nedenlerle dökülen bu tip gözyaşlarında yoğun bir şekilde manganez minerali bulunur.
Vücudun inişli ve çıkışlı durumun da manganez minareli işlet sistemimizin bizi rahatlatan ve her bir azamızın ayrı bir gösterisi olduğunu yakından ilğilidir.
Ağlamak insanı yoran fakat sonrasında rahatlatan bir durumdur.
Bu durum bizleri kuranı azimüşanın inşirah süresini 6. Ayetin de şöyle buyrulur..
فان مع العسر يسرا
Zor ve güç gördüğün herşey de bir kolaylık vardır
Sadrımızı ferahlatan Rabbime hamd ve Sena olsun unutmayın her bir işlevimizin bir şükrü var ağlayamamak da bir imtihandır.
Rabbim gözlerimize düşen yaşların şükrünü ve kefaretini rızasıyla karşılayanlardan eylesin..
Selametle..
Yazar : Esma Karaömeroğlu
Daha yolun başında olmana rağmen hayallerine bu kadar bağlı olman gurur verici her zaman olduğu gibi yine yanında olacağım kardeşin olarak 🖤 kalemine sağlık bitanem
🧡