Allah Resulü buyuruyor ki;
“Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim Müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır.” (Buhârî, Mezâlim )
“Ey Allah’ın kulları kardeş olun. Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zülüm etmez. Ondan yardım elini çekmez ve onu küçük görmez. Takva işte buradadır. Kişiye şer olarak Müslüman kardeşini hakir ve küçük görmesi yeter.” (Müslüm)
“Mümin Kardeşinin aynasıdır. Mümin müminin kardeşidir. Onun malını korur ve onu kollar.“(Buhari)
“Kişi kardeşine zalim de olsa mazlum da olsa yardım etsin. Zalim ise ona engel olsun. Bu ona bir yardımdır. Mazlum ise ona yardım etsin.”(Müslim)
Sevgili Peygamberimiz müşriklerin şiddetleri artınca, Mekke’de Müslümanların yaşayamayacağını düşünerek Medine’ye hicret etti. Medine halkı ise Mekkeli Müslümanlara evlerini açtı, mallarının yarısını onlara hediye etti. 2 evi varsa birini ona verdi. Onlar için savaştı, şehit oldu. Ama hiçbir zaman Müşriklerle savaşsınlar, bunların burada ne işi var? Baksana her yer Mekkeli doldu. Onların düşmanı müşriklerle savaşıyoruz, askerimiz ölüyor. Hepsini Mekke’ye gönderelim. Bizim başımıza bir şey gelse kime sığınacağız, Mekke bizi kabul etmez demediler. Bilakis onları aileden biri olarak gördüler. Öz kardeşlerinden ayırt etmediler.
Mekke fethedildikten sonra bile Mekkeli Müslümanlar Mekke’ye geri dönmemiş birçoğu Allah Resulü ile Medine’de kalmıştır. Medineliler onları Müslümanlığın gereği olarak gene kardeşi gibi görmüş, dışlamamıştır.
Günümüzde ise sınırımızda, Suriye’de zalim Esad rejiminin attığı bombalar altında Müslümanlar can veriyor. Ellerinde ise taştan başka hiçbir şey yok. Düşünsenize gece evinizde uyuyorsunuz. Üzerinize bir bomba düşüyor. Eşiniz, evlatlarınız, anne, babanız paramparça oluyor. Kolu bacağı enkazın içe dağılıyor. Bütün sülaleniz katlediliyor. Dışarı çıkıyorsunuz savaşmaya, hiç kimse yok. Adamlar uçakla kafanıza bombayı bırakıp gitmiş. Ne yapardınız? Ne yapabilirdiniz?
Akşam evde çocuklarınız sizden ekmek bekliyor ama çalışıp para kazanabileceğiniz hiçbir iş yeri kalmamış. Ekmek alacağınız bir bakkal dahi yok. Ne yapabilirdiniz? Evde çocuklarınızın açlıktan ağlamasına ne kadar dayanabilirdiniz? Şimdi Allah razı olsun devletimiz Türkiye kontrolünde sınırımızda onlara bir sığınma kampı inşa etti. Ama orada yaşayanların da çalışıp para kazanabilmelerine imkân yok. İş yeri yok çünkü.
Hiç kimse doğduğu büyüdüğü toprakları kendi isteğiyle seve seve terk etmez. Şimdi Türkiye’de yaşayan Suriyeliler bayramlarda o kampta yaşayan akrabaları ile hasret gidermeye gidiyor. Çünkü özü, ataları orada. Biz nasıl ki bayram tatillerimizde dedelerimizin, ninelerimizin yaşadığı köylere gidiyor onlarla hasret giderdikten sonra büyük şehirlere dönüyorsak onlarda aynı şekilde akrabaları ile özlem giderip geri Türkiye’ye, işlerinin başına dönüyorlar.
Biliyorum bizler Medineli Ensar gibi onlara evlerimizi açamıyoruz belki. Ama lütfen onları dışlamayalım. 2. Sınıf insan muamelesi yapmayalım. Onlarda insan. Onlar da Mazlum. Aksi halde kıyamet günü Rabbimiz bizden bunun hesabını sorar. Ne deriz ona? Senin gönderdiğin mazlumlara sahip çıkmadım, onu zalime teslim ettim mi diyeceğiz?
Bak dostum,kontrolsüz mülteci alımı hiçbir zaman iyi değildir.Serbest piyasada ihtiyaç duyulmadığı sürece mülteci alımı çoğu zaman zarar getirir.Sen empati kurarak kendini hümanist zannediyor olabilirsin fakat o mülteci dediğimiz hakkında hiçbir şey bilmediğimiz suçlu mudur değil midir bu ülkeye yararı olur mu olmaz mı bilmediğimiz insanları ülkeye almak ülkenin insanına zarar verir.Sırf mülteci zarar görmesin diye neden ülkemin insanı sıkıntılar çeksin?
Aynen knk