بسم الله الرحمن الرحيم
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla..
Hamdolsun bizlere hidayet edip hz. Muhammed Mustafa’nın s.a.v ümmetinden eyleyip doğru yola ayaklarımızı ve gönlümüzü sabit kılan Allah’a.
Hatırlıyor musunuz?
Bir zamanlar başörtüsü yasağı vardı.
1980 darbesi sonrasında çıkarılan ve yaklaşık 31 yıldır yürürlükte kalmış olan ‘kamuda kılık kıyafet yönetmeliği’ nedeniyle birçok kadın mağdur durumuna düşmüştü.
İlk başlarda sorun teşkil etmese de başörtülü genç kızların sayısı üniversite ortamlarında arttıkça sorunlar da büyümeye ve halk içi pürüzler meydana gelmeye başlamıştı.
Sırf başörtülü diye üniversitelere alınmayan, iş verilmeyen, hor görülüp psikolojik şiddete uğrayan, bazı haklardan mahrum bırakılan kadınlar vardı..
Eğitim görebilmek, iş bulabilmek için örtüsünü çıkaran da vardı;
Örtüsüne dokunulmasına müsaade etmeyip okulu ve işi bırakan da..
Kimisi ise daha güçlü bir şekilde örtülerinin üzerine peruk takarak tepkisini sertçe ortaya koymuştu.
Kendi devletimiz içinde başlayan bu karmaşa gittikçe daha büyük sorunlara yol açmıştı.
Bir annenin başörtülü diye askerdeki oğlunu görmesine müsaade edilmediğini biliyor muydunuz?
Ve en sonunda bu ümmetin kadınları daha fazla sessiz kalmayıp örtüsüne uzanan elleri bir bir itmeye başladı.
Onlarca kadın ellerinde pankartlar ile yollara döküldü, protesto yaptılar.
Kimisinin ağzını elleriyle kapatıp susturmaya, kimisinin örtüsünü çekip çıkartmaya çalıştılar, kimisi mahkemelik oldu..
Ama vazgeçmediler!
Şimdi ise sonsuz kere hamdolsun verilen mücadeleyi Allah hayra ulaştırdı, örtümüzü rahatça taşıyoruz, kimseler ses edemiyor.
Lâkin bir zamanlar Allah’ın ayeti diye dokunulmasına müsaade edilmeyen örtü şimdi birçok hanım kardeşimizin başında modaya dönüşmüş durumda..
Peki neydi tesettür?
Ne demekti?
Siyahı beyaza uydurmak mı?
Yoksa takvayı bedene giydirmek miydi?
Allah azze ve celle kadını öyle ki;
Saç telinden ayak parmaklarına kadar narin, ince bir şekilde yaratmıştır.
Ve güzelliği bir erkeğin dikkatini rahatça çekebilir.
Allah âlim olandır ki bu durumu ezelden bildiğinden kadınlara örtünmeyi, kendilerini sakınmayı ve muhafaza etmeyi emretmiştir.
Bazılarımızın aklında ise şu soru var;
Erkeklere neden farz değil, kendilerine hakim olmaları için örtünmemiz mi gerekiyor?
Evvela tesettür Allah’ın emridir lâkin tesettür deyince akla yalnızca kadınlar gelmemelidir.
Allahû teâla buyurdu ki:
“Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar…”
| Nûr 30
Hz. Ali r.a ne güzel söylemiş:
“Erkeğin tesettürü göz kapaklarındadır.”
Tesettür hem erkeğe hem kadına farz kılınmıştır.
Ve tesettür yalnızca bedeni setretmek değil bilâkis tüm uvuzlara hayâ örtüsünü giydirmektir.
Şimdi ise birçok güzel genç kızımızın gözlerine perde sirayet etmiş durumda..
İki çift fâni göze güzel görünme arzusu bizi çepeçevre kuşatmakta..
Peki..
Onca kadının mücadelesine, savaşına, gözyaşına saygısızlık değilde nedir bu?
Cefasını bizler rahatça örtümüzü taşıyalım diye çekmediler mi?
Şimdi sefasını böyle mi süreceğiz?
Başımızda taşıdığımız süs değil!
Moda değil!
Başımızdaki örtü Allah’ın emri, Allah’ın ayetidir!
Ve kapanmak tesettür kelimesine asla denk olamaz!
Eğer “kapalıyım” diyorsan istediğini yapabilirsin belki lâkin tesettür buna müsaade etmez!
Günümüzde bir kısım aileler kızlarının örtünmesine tavır alıyor.
“Aman daha gençsin, güzelsin biraz yaşının tadını çıkar, giyeceksen 40 yaşından sonra giyersin. ” gibi, buna benzer cümleleri ve düşünceleri savunurken bir kısım aileler ise kızları örtünsün diye psikolojik şiddet uyguluyor.
İkisi de ne yazık ki çok yanlış düşünceler.
Evvela tesettür Allah’ın emridir.
Allah sevgisini aşılayıp güzel ve tatlı dille anlatarak, kendileri de örnek olarak kızlarımızı teşvik etmemiz gerekir.
Lâkin bunu zorla yaptırmaya çalışmak belki kızlarımızın örtüden tamamen soğumasına giymek istememelerine sebep olabilir.
Gelelim kızlarına “aman daha küçüksün, bırak gençliğini yaşa.” diyen müslüman ailelere.
Gençlik bir imtihandır.
Allah tesettürü emrederek kızlarımızı olabilecek kötü bakışlardan ve yaklaşımlardan korumak istemiştir.
Güzelliğini muhafaza etsin, bir zarar gelmesin istemiştir.
Soruyorum o ailelere;
Bir erkeğin şehvi, kötü niyetli bakışları kızınızın bedeni üzerinde gezinmesi sizi hiç mi rahatsız etmiyor?
Allah rahmandır, rahimdir, alimdir.
Yaratılışımızı bildiği için bizlere merhamet edip korumak istemiştir.
Ne yazık bunu idrak edemeyenlere..
Peki sen örtülü ama tesettürlü olmayan kardeşim!
Allanıp pullanıp bir kaç fâni insandan “ne güzel olmuşsun.” gibi beğeni cümleleri duymak için o kadar emek sarfederken başında Allah’ın emri olan örtüyü kullandığının farkında mısın?
Sana güzelliğin için hayran bakışlar atan insanların arasında Allah’ın seni izlediğini unutuyor musun yoksa?
Güzellik geçici, gençlik geçici..
Onu fâni gözler için heba etme.
“Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar.
Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.”
Buyruluyor hadis-i şerifte..
Zira bâki olan Allah ancak yüreklere bakar.
Bir gün güzelliğini kaybedebilirsin, senden yüz çevirip gidenlere aldanma.
Allah her daim seninle olacak..
İnsan Arapça’da “unutan” mânâsına gelir.
Ey Âdemoğlu!
Sen en çok neyi unuttun biliyor musun?
Bu cihana neden geldiğini!
İmtihan için..
İman ettiğin Allah’ın rızasını kazanmak için..
Cenneti istiyorsun öyle değil mi?
O vakit çabala.
Dünyadan nasibini al.
Ama dünya sana ahiretini unutturmasın.
Belki 50 belki 100 senen var, bilemeyiz.
Ölüm ensemizde..
Ama bildiğimiz bir şey var ki oda sonsuz ahiret hayatı..
Bir gün hesap vakti geldiğinde yüzümüz kızarmasın..
İstemez miyiz Allah bizi rahmeti ile karşılasın..?
“Her canlı ölümü tadacak ve sonunda dönüp huzurumuza geleceksiniz.”
| Ankebût 57
Ey Müslüman!
Vakit daralıyor.
Seni cehennem ateşinden koruyacak yeterince amelin var mı?
Rabbim bizleri kendine lâyık kullardan eylesin..
Dua ile..
Yazar : Mecruh