Bismillahirrahmanirrahim
Öncelikle Z kuşağı diye adlandırdığımız ( 2000 ve sonrası doğan nesil ) gelişen teknoloji ve internet ile beraber maalesef özellikle batı dünyasının pembe rüyalarına kapılıp gitmektedirler. Sosyal Medya ile birlikte moda, akım gibi kavramlar yaygınlaştı ve ‘’günümüz modern bir yaşayış tarzı olarak benimsenen’’ bu moda akımına en çok gençlerimiz maruz kalıyor. Bir kız ergenlik çağında çevresi kanına girerek ‘’Genç güzel kızsın kapanıp güzelliğini berbat etme hayatını yaşa şu kıyafetler sana yakışırken bunları mı giyeceksin? ‘’ gibi sözlerle daha lise çağında olan genç kızlar dinin emir ve yasaklarına aykırı bir yaşam tarzının içine girmiş oluyorlar. Erkekler içinde aynı şey geçerlidir onlarda yükümlü oldukları dinin emir ve yasaklarına aykırı devam ederek onlara da gelen tesettür kavramını hiçe saymakta yahut hiç böyle bir hükmün varlığından dahi haberdar değildir. Çünkü batı dünyası özellikle Müslüman bir neslin okuyup sorgulamasını istememekte dünyevi zevkler ile gençlerin gözlerini ve akıllarını boyamaktadır. Gençliğin vermiş olduğu özgür olma isteği ile beraber de internet ve sosyal medya da akım denilen bir şey ortaya çıkarılarak kadın-erkek arasında namahrem ilişkiler, dinin yaşamımızdaki yerini Allah kavramını hiçe sayan haşa safsata diyen algı operasyonları ile beraber sanki dini bir yaşam ve din kavramı gericilik özgürlüğü kısıtlayan çağdışı bir unsur olarak görüldü. Böylelikle güya bilimsel bir bilgi birikimi sonucu ortaya çıktı denilen Ateizm ve Deizm gibi fikir biçimleri gençlerimizin hayatlarına sokmaya çalıştılar. En basit örneği İnternet ortamında gezen ‘’ ALLAH’I KİM YARATTI ? ‘’ gibi tanımlarla zaten akılları bulanmış olan genç zihinleri kendi taraflarına kolayca çekebilmektedirler. Modanın da buna etkisi var tabi özellikle kadınlar biz yazın sıcağın altında öyle ferace çarşafmış onları mı giyeceğiz pişelim mi yani ben rahatıma düşkünüm giyemem onları diyerek moda üzerinden yine dine karşı bir oluşum sergilenmektedir. Özellikle Fransız İhtilali ve reform hareketlerinden bu güne gelen özgürlük ve laiklik gibi kavramlar Ülkemizde çok şiddetli bir biçimde yaşanmaktadır. Öyle ki gençlere tarihleri anlatılmadığı için gençlerimiz Ecdadımızı gerici yobaz dine bağlı oldukları için hiçbir huzur ve mutluluğun olmadığı b ir yaşam düzenine sahip olduklarını sanmakta. Lakin kendilerine anlatılan sanki tarihimiz sadece 100 senelik Cumhuriyet tarihinden ibaretmiş gibi dinin hayatımızdan çıkarılmaya çalışıldığı dönemleri BÜYÜK DEĞİŞİM,MODERNİZM, LAİK BİR YÖNETİM,ÖZGÜR BİR ORTAM diyerek daha Cumhuriyetin ilk başlarında sarık takanları astılar kapalı oldukları için kadınlara işkence ettiler (1980’lere kadar süren bir işkence ) ve çocuklara okulda dinin birer safsata olduğu gereksiz olduğu öğretildi öyle yetişen çocuklar günümüz neslin baş yetiştiricisi oldular. Dini birer zorbalık olarak görmeye başladı gençler ve maneviyat eksiliği ile de şirke giden davranışlar ortaya çıkmaya başladı.
Peki böyle bir Ahlaki ve edebi olarak yozlaşma ve gaflet uykusundan nasıl uyanmalıyız ?
Bu sorunun cevabı aslında çok basit lakin uygulaması bir hayli zordur. Özellikle gençlerin algısında bulunan din kavramının yanlış olduğunu gerek sözel gerekse kendi yaşayış tarzımızla uygulamalı olarak anlatmak gerektir zira gençlerin çoğu toplumun din yaşayışından ötürü de dine karşı bir tavır almaktadır bunu unutmamak gerek. Okullarda camilerde hocalarımız değerli büyük abilerimiz ve en önemlisi annelerimiz ve babalarımız bu algıyı oturtması gerekmektedir. Yani evlerimiz birer Kıblegah olmalıdır ki ümmet olarak kurtuluşa erebilelim. İkinci bir husus şudur : Gençlerimize doğru bilgi kaynağı oluşturacak bir ortam hazırlanmalı bu internet olur yahut kütüphane fark etmez ama yalan yanlış bir inandırıcılığı olmayan bilgileri bulundurma önünü alamaz felaketlere yol açabilir. Toplumun yapısını bozan kurum veya kuruluşların kapatılması da büyük ölçüde kurtuluş için bir reçete niteliği taşımaktadır gece kulüpleri gazinolar genelevler vb kurumlar toplumu bozmakta ve Müslüman toplumda böyle kavramları gören gençler din özgürlüğü kısıtlıyor algısına itip zevk sefa alemine sürüklemektedir. Sahte hocalar sahte tarikatlar da bu işte büyük bir payı vardır din hayatı adı altında zevk sefa alemi süren ya da devletin bekasını tehlikeye atacak bir fiili davranışta bulunmak gibi felaketlerin başrolü olmaktadırlar. Gençlerimiz toplumda bunların yaşanmasını bahane göstererek dindin soğudum Allah beni iyiliğime göre yargılasın Müslüman olup olmayışıma göre değil vb sözlerle şirke ve gaflete düşmektedirler. Bir bütün olan ümmet olarak tek rehber olarak Kuran ve sünnete sarılmalı ve evlerimizi kıblegah haline getirerek bizim evden çıkan iman nurunu çevremize yaymalıyız buna gayret etmeliyiz küffarın dünyevi zevk sefa alemine değil Allah’ın hak yolunda hak bir davada mücadele etmeliyiz ve öğütlemeliyiz. İnşaAllah Allah Ümmet-i Muhammed olarak bu gaflet uykusundan kurtulup Allah’ın razı olduğu yolda yürümeyi nasip eder. Allah’ emanet olun Selamunaleyküm.
Yazar : Mâhfi Efendi