Bugünlerdeki bize bir tabir söylenmesi gerekse o da bence “ Kaliteli kalitesizlik” olurdu . Her şeyi o kadar basit ve anlamsız kılıyoruz ki bizim için her şey rakam ve makamdan ibaret . Birbirimizden nefret ediyor ama birbirimizin yerinde olmak istiyoruz . Yabancı selamı, geçiştirilmiş samimiyetsizlik ve her şeyi içine alan bu yalnızlıkla yine de insan olduğumuzu savunuyoruz . Kocaman binaların içindeki bozuk , durmuş saat gibiyiz. Kimse bakmıyor bile çünkü bir zamanda takılı kaldığımızı herkes biliyor.Yıllar , aylar, mevsimler , günler , dakikalar geçse de herkesin tutsak olduğu bir an yok mudur ? Saat durmuş, zaman devam etmekte en hırçın dalgalar gibi . Savuruyor geçmişi , şimdiyi , geleceği. Geriye büyük bir boşluk kalıyor zamandan Ve ağzımızdan şu sözcükler dökülüyor “her şeyin ilacı zamandır .” Bizler kendimiz olamıyoruz ve her şeyi zamana yıkıyoruz …
Utanıyoruz kendimiz olmaktan. Başkaları gibi düşünüp onlar gibi yaşamaya çalışıyoruz . Bir çakıl taşı hiç çakıl taşı olmaktan utanır mı yahut elmas böbürlenir mi ben en iyinizim diye ? Çakıla en değerli anılarımızı ve umutsuzluklarımızı yükleyip fırlatıyoruz denize . Asi bir dalga oluşuyor heybemizde. Elması takıyoruz boynumuza kükreyen , gücünü göstermeye çalışan bir aslan gibi. Oysa onlar sadece taş …
Onlara anlam yükleyen , değer veren , değersizleştiren bizleriz . Çakıl taşı boyuna takılır mı yahut elmas denize atılır mı ? Deli derler insana yahu ! İşte aynen böyle taşlara değer biçtiğimiz gibi insanlara da değer biçiyoruz…
Yazar : Hilal İktimur
Sitemizin Sağ Alt Köşesinde Yer Alan Bildirim Tuşuna Basarak Haberlerimizi İlk Siz Duyun !!!!