LANET KALKTI !
İstanbul’un başyapıtlarından biri olan Ayasofya Camii sembolik bir özellik taşımaktadır. Eskiden beri İstanbul’a kim hakimse Ayasofya da oranın kralına aittir ve kral Ayasofya’yı istediği şekilde kullanabilme hakkına sahiptir. Yani Ayasofya’ya hakimsen İstanbul’a hakimsindir. İstanbul 1453 yılına kadar Bizans’ın elinde olduğu için Ayasofya Bizans’ın etkisi altındaydı. Lakin 1453 yılında Ulu Hakan Fatih Sultan Mehmet Han üstün zekasıyla İstanbul’u fethetmiş ve Ayasofya’nın yeni sahibi olmuştur. Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul’u fethedince ilk işi Ayasofya’yı camiye dönüştürmek oldu ve fetihten sonra ilk cuma namazını Ayasofya’da kıldı. İlerki yıllarda Cihan Fatihi Sultan Mehmet Han Ayasofya Camii’sini vakfetti ve vakfın sonunda şu sözleri kullandı:
‘’Kim ki, bozuk teviller, hurafe ve dedikodudan öteye geçmeyen bâtıl gerekçelerle, bu vakfın şartlarından birini değiştirirse veya kanun ve kurallarından birini tağyir ederse; vakfın tebdili ve iptali için gayret gösterirse; vakfın ortadan kalkmasına veya maksadından ve gayesinden başka bir gayeye çevrilmesine kast ederse, vakfın temel hayır müesseselerinden birinin yerine başka bir kurum ikame eylemek (temel müesseselerden birinden taviz vermek) ve vakfın bölümlerinden birine itiraz etmek dilerse veya bu manada yapılacak değişiklik veya itirazlara yardımcı olur yahut yol gösterirse; veya şer’i şerife aykırı olarak vakıfta tasarruf etmeye azm eylerse, mesela şeriata ve vakfiyeye aykırı ferman, berat, tomar (bakanlar kurulu kararı) veya talik yazarsa veyahut tevliyet hakkı resmi yahut takrir hakkı resmi ve benzeri bir şey talep ederse, kısaca batıl tasarruflardan birini işler yahut bu tür tasarrufları tamamen geçersiz olan yazılı kayıtlara ve defterlere kaydeder ve bu tür haksız işlemlerini yalanlar yumağı olan hesaplarına ilhak ederse, açıkça büyük bir haramı işlemiş olur, günahı gerektiren bir fiili irtikâb eylemiş olur. Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların la’neti üzerlerine olsun. “Ebeddiyyen Cehennemde kalsınlar, onların azapları asla hafifletilmesin ve onlara ebeddiyyen merhamet olunmasın. Kim bunları duyup gördükten sonra değiştirirse, vebali ve günahı bunu değiştirenlerin üzerine olsun. Hiç şüphe yok ki, Allah her şeyi işitir ve her şeyi bilir.”
Cihan Fatihi Sultan Mehmet Han’ın bu sözlerinden anlaşıldığı üzere Ayasofya camii dışında kullanıldığı sürece bu milletin üzerinde bir lanet vardı. Ta ki 24 Temmuz 2020 tarihine kadar.
Bakanlar kurulunun kararı ile Ayasofya 24 Temmuz Cuma tarihiyle ibadete açılarak camii statüsüne girdi ve Türk milletinin üzerinden bu lanet kalmış oldu çok şükür. Aradan bir ay geçmesiyle bu lanetin üzerimizden kalktığını bir kez daha anlamış olduk. 21 Ağustos tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın müjdesiyle Türkiye Karadeniz’de tarihinin en büyük doğalgaz keşfini yaparak Fatih sondaj gemisiyle Tuna 1 kuyusu sondajında 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfetti ve bu doğalgaz keşfini yerli ve milli imkanlarla yaparak bizleri büyük bir şekilde gururlandırdı. Bu keşfin Ayasofya’nın açılmasından 1 ay sonra olması benim aklıma hemen Ulu Hakan Fatih Sultan Mehmet’in lanetini getirdi. Ve halen Akdeniz’de sondaj araması yapan Oruç Reis gemimizin de en kısa zamanda bir müjde vereceğinden hiç şüphem yok. Biz büyük bir millet olarak hiç umudumuzu kaybetmedik. En kötü günümüzde bile şu iki kelime dillerimizden döküldü: “ALLAH BÜYÜKTÜR.”
Yazar : Mehmet Emin Köse
Sitemizin Sağ Alt Köşesinde Yer Alan Bildirim Tuşuna Basarak Haberlerimizi İlk Siz Duyun !!!!