Okumak, sesleri telaffuz etmek, davet etmek, hastalık için dua okumak gibi birçok anlama gelmektedir. Ancak aklımıza ilk olarak bizi ve tüm insanlığı ilgilendiren baş mesele, Rabbimizin ilk emri olan “İkra“ geliyor. Bildiğimiz gibi “İkra” oku demek.
Cebrail (a.s) vahiy ile Peygamber Efendimiz’e (s.a.v) “Yaratan Rabbinin adıyla oku!“ demişti. “Her şeyi var eden, seni yaratan, bilmediğini bildiren Yaradan’ın adı ile oku!” demişti. Neden oku denildi peki?
Yaradan’ı bilmek, Yaradan’ı bulmak için. Allah (c.c) , bizi varlığından haberdar etmek istediği için “Oku” emrini verdi. Çünkü insan okudukça öğrenir, öğrendikçe Rabbini bilir, Rabbini bulur. Rabbini bulursa insan olur, kul olur, Adem olur; varlığının farkına varır, aczini bilir. Aczini bilen insan edebi bilir. Edebi bilen ise kendini Tanrı konumuna koyacak her türlü azgınlıktan uzak durur. Her işe “Bismillah“ ile, O’nun adı ile başlar, O’nun adı ile bitirir. Yine kainatı O’nun adı ile temaşa eder. Tabiatta, hayvanatta ve nebatatta O’nun adını okur, her bir varlıkta O’nun adının gizli olduğunu, her varlığın hayatını O’nun adı ile idame ettirdiğini bilir. Hayvanların seslerinde, suyun akışında, rüzgarın sesinde, bir yaprağın hışırtısında O’nu okur insan. Okudukça dokur, dokudukça öze iner, özde temas bulur. Özde arınır ve arı, duru bir imana kavuşur.
Bu bağlamda okuyan arınır. Okuyarak geçmişini imar eder, geleceğini inşa eder. Okumakla yol alır, okumakla karanlıkları aydınlık eder. Okuyarak davet eder, davet ederek çağrıya icabet eder. Çünkü ancak okuyanlar çağrıyı duyanlardır…