Ben gurbette değilim, gurbet benim içimde.
Hiç düşündünüz mü neden her ayrılıklar bir gurbet değil de her gurbetler bir ayrılık… Öncelikle düşünmenizi istiyorum: Hepimiz kendi hayatımızda bin bir türlü olaylarla karşılaşırız. Bunlardan biri de insan ilişkilerimizde olan ayrılıklardır. Ayrılık gerçekten zor bir durumdur. Bunu burada tarif etmek imkansız çünkü insanın çektiği acı kendine özgüdür herkes de farklı durumlar nüks eder.
Gurbet ise tamamen farklı bir olaydır. Ayrılıkla ne kadar farklı kategoride ele alsak da aslında birbirini takip eden bir zincirin halkaları gibidir. Ama biz bu konuyu farklı bakış açılarıyla ele alarak konunun asıl mahiyetini ortaya çıkarmış oluruz.
Yeryüzünde hepimizin biriyle bir bağı vardır. Elbette aile faktörü burada büyük önem arz ediyor ama bunu biraz daha açmak istiyorum. İlla biriyle bir bağımız olabilmesi için, kan bağı olması gerekmez. İnsan gönül bağı ile de bir bağı vardır. Aslında işin özü nedir arkadaşlar biliyor musunuz? Gönül bağı ile oluşan kan bağıdır. İşin temelinde gönül bağı yatar. Gönül öyle nazik, zarif ve kırılgandır ki ne oluyorsa bunun oluşmasıyla oluyor. Gönülle ilgili üstadımız çok güzel bir cümle söylemiş: Kendine değer ver ve gönlünü olgunlaştır. Çünkü sen, bedeninle değil, ruhunla insansın. İmâmı Gazali
Yani insanın gönül bağı daha baskın kan bağına karşı. Aile, arkadaş, eş, dost, akraba… hepsiyle bir bağımız vardır dimi hayatta. Bunların olması için gönül bağı şart, gönül bağı yoksa hepsi bir hiç. Bu karşıdan bakıldığında farklı bir konu gibi gelebilir ama aslında konunun en temelidir.
Ayrılıklar çok kapsamlıdır. Her türden ayrılık görebiliriz. Mesela örnek vermek gerekirse eşler anlaşamaz, bir taraf sonucu ayrılıkta bulur. Bu normalde kolay bir şeymiş gibi algılanır ama arkasında yoğun bir enkaz bırakır. Ama zamanla körelir, Her birey kendi hayatını yeniden kurar ve yeniden yaşamaya başlar zamanla o enkaz kendi içinde toparlanır. Ve bir diğer örnek ise iki birbirini seven dosta, gün gelir anlaşamazlar, bir sebepten veyahut bir olaydan ötürü arkadaşlıklarına son verir, kendi yollarını çizerler herkes gittiği yerde mutlu olur. Bunun gibi daha bir çok örnek var ama en belirginleri üzerinden konuyu daha da özleştirmek kanaatindeyim. Ayrılıklar arkada hep bir enkaz bırakır ama kalana bırakır o da zamanla toparlanır. Gurbet ise ne zor kelime, işte en acısı da budur. Hem kalana zor hem gidene.. Gurbet neden olur? Niçin gurbete çıkılır? Burası için de örneklendirelim: Bir iş için gurbete gidilir. Sebebi ise ailesinin geçimini kazanmak içindir. Bir diğer örnek ise öğrencidir. Eğitimi için gurbete gider ailesinden uzak. Bu iki örneği iyi düşünmenizi istiyorum: Biz de bu iki durumdan birisi dahil olsa nasibimizi almışızdır, dimi? Bunda da ayrılık var birinde geri dönüş yok diğerinde var. Bana hangisi zor derseniz? Gurbet derim çünkü geri dönüş olsa bile devamlı bir acı var hani şairinde dediği gibi “ Gurbette değilim, gurbet benim içimde”. Yani bir süreklilik vardır. Onun içindir ki her gurbet bir ayrılıktır ama her ayrılık bir gurbet değildir.
Yazar : Meryem Akkaş